Çocuklar ve bilişim günümüzde ayırt edilemez ikililerden biridir. Çocuklar için sağladığımız bilişim materyalleri ve teknolojilerini çocuklarımızın hayatına ne kadar sokmalıyız? Klişeleşmiş “Çocuklar her şeyi biliyor, zehir gibiler maşallah” diyen ebeveynlerdenseniz aşağıdaki yazı size hiçbir şey ifade etmeyecektir.
Aşağıdaki yazılanların bilimsel ve tıbbi dayanağı yoktur. Doktorunuzdan veya aile danışmanınızdan bilgi almanız önerilir. Sadece şahsi görüştür.
Çocuklar ne yazık ki teknolojik ürünler konusunda pek iç acıcı değiller. Sabit masa telefonunu görünce bir cihaz olduğunu biliyor, fakat onun telefon cihazı olduğunu kavrayamıyorlar. Çünkü görmediler. Ekranı olmayan, üzerinde parmağını kaydıramadığı garip bir cisim ne olabilir ki? Bugün 10 yaşına gelmiş bir çocuk televizyonun alıcı cihaz (reciever) olmadan çalışmasının imkânsız olduğunu biliyor. Hava muhalefetinden dolayı uydu yayınlarında kesinti olduğunda eminim birçoğunuz gibi kimse açıklama yapamıyor. Bu tip örnekleri uzatmak mümkündür.
En son söyleyeceğimi en baştan yazmak istiyorum: Yemek masasında sussun diye önüne koyduğunuz tablet onu sadece aptallaştırıyor. Bu kısımdan sonra en çok karşılaştığım sorulara cevap vererek ilerleyeceğim:
Çocuk kaç yaşında bilgisayar, tablet, telefon ile tanışmalı?
Bu konuda yapılmış birçok araştırma var. Haliyle de birbirinden uzak birçok fikir de var. Gelişimine katkıda bulunacağı aşikâr olan bu teknolojik aletlerin öncelikle ne işe yaradığını anlatmak koşuluyla bir yaş sınırı koymanın mantıksız olduğunu düşünüyorum. Algılarının en açık olduğu 2-8 yaş döneminde bu tohumların ekilebileceği ortadadır. Fakat her ne kadar birçok arkadaşımın karşı çıkacağı bir kuralı öğretmekle başlayabilirsiniz:
- Bilgisayarın bir üretim aracı
- Tabletin bir eğlence aracı
- Telefonun ise bir iletişim aracı olduğunu açıkça ortaya koymanız gereklidir.
Evet, hepsi her işi yapıyor diyenlerdenseniz, çok yanlış noktadasınız. Bunu bu şekilde öğretip, hepsinin aynı işi yaptığı ve aynı amaca hizmet ettiğini kendisinin özümsemesini beklemelisiniz.
Belli yaş gruplarına göre, hafızayı güçlendirici, oyun ile öğretici internet siteleri ile (Örnek: http://www.abcya.com/) başlayabilirsiniz. El-göz koordinasyonu için mutlak ergonomik klavye ve fare kullanmalısınız, dizüstü bilgisayar, tablet veya telefon değil. 5-6 yaşına kadar böyle devam ederken, bir yandan da çocuklar için geliştirilmiş tasarım programlarını (Örnek: https://scratch.mit.edu/users/Scratch-Kid/) kullandırabilirsiniz.
Hemen ardından çocuğunuzun ilgi derecesine göre yönlendirme yapabilirsiniz. Bu aşamada bilişim profesyonellerinden fikir almanızı tavsiye ederim. Yaratıcı taraflarını ortaya daha rahat dökmek ve bugüne kadar öğrendiklerinin sonucunu görebilmeleri için basit web sayfası tasarımlarına doğru onları yönlendirebilirsiniz (Örnek: http://kidswebsitecreator.com/).
Çocuklar bu aşamada bir şeyler yaratabildiklerini gördükçe daha fazlasını isteyecektir. İlgilerine göre artık kendileri de yavaş yavaş programlama dillerine doğru kayacaklardır. Çünkü daha kompleks düşünen çocuklar, daha da kompleks çözüm arayışları içine gireceklerdir. Bu da onların yaratıcı, çözümcü, analitik taraflarını kuvvetlendirecektir (http://www.fractuslearning.com/2011/12/14/programming-for-kids/).
Tablet konusuna gelince; tablet çocuğunuzun yemek masasında susmasını sağlayan cihaz değildir. Bunu yaptığınız sürece çocuğunuzu sosyalleşmekten uzak tutarsınız. Unutmayın ki, şifreyle tableti açmak, marketten oyun indirip kaldırmak, klasör düzenlemek çocuğunuzu dahi yapmaz. Bunlar matah şeyler de değil zaten. Tableti bilgisayar kullanmaya imkân olmadığı zamanlarda, bilgisayar ile yapabileceklerini uygulaması için kullandırmanız daha akılcı olacaktır.
Tabletlerin küçük yaşlarda gözlerde odak kaymasına sebep olduğu bir çık bilim insanı tarafından ispatlanmıştır. 2-3 yaşında bir çocuğun tabletin ekranına basıp renk değiştiren kutulara tıklaması, emin olun ki yerdeki kırmızı boyalı ahşabı ağzına sürmesinden daha zararlıdır. Gözler ve hareket algılama düşünüldüğünde 4 yaşından itibaren belirli süre ile çocukların tableti tanımaları daha mantıklı olacaktır.
Telefon konusu büyük bir karın ağrısıdır çoğu ebeveyn için. Günümüzde çocuklar 4-5 yaşında telefonun önemli bir haberleşme olduğunu tam olarak kavrayabiliyor. 7 yaşında okulda biraz da sorumluluk almaya başlayınca, kendini telefon kullanama zorunda hissediyor. Çünkü ailede kendisinden başka herkesin telefonu var. Hatta bazı ebeveynlerin birden daha fazla cihazı var. Telefon istemesi gayet doğaldır. GSM’in sağlık üzerindeki etkisinin olup olmadığını görmek için ne yazık ki bir 10 yıl daha beklemeliyiz. Genel kanı zararlı olsa dahi ve bu yolda istediğiniz kadar dikkatli davransanız dahi özellikle büyük şehirlerde ve sitelerdeki sinyal kirliliğinden kendinizi koruyamıyorsunuz. Türlü sebeplerden dolayı 14 yaşın altındaki çocukların cep telefonuna sahip olmalarını mantıklı bulmuyorum. Lakin günümüzün rekabetçi eğitim ortamında, 9-10 yaşında çocuklarımız geç saatlere kadar etüt, kurs, takım vb. çalışmalara iştirak ediyorlar. Kısıtlı olarak 10-11 yaşlarında kullanıma yavaş yavaş, gerektikçe başlamak daha akılcı olacaktır.
Eğitici geliştirici amaçla bu tip cihazların kullanımı günlük boş zamanının %25’ini geçmemelidir.
Çocuk günde kaç saat Internet’i kullanmalı?
Bunun bir kuralı-süresi yok. Çocuğun interneti kullanmasının yöntemi ve tarzı önemlidir. Internet’i çizgi film veya film seyretmek için kullanıyorsa başka, oyun yukarıda anlatılanlar gibi çalışma yapıyorsa başka değerlendirmek lazım. Ayrıca bu iş tamamıyla çocuğunuz ile geçirdiğiniz kaliteli ve dolu zamanla ilgilidir:
- Okul-iş-ev üçgeninde çocuğunuzun boş zamanını hesaplayın.
- Yemek, ödev, kişisel temizlik vb gibi rutin süreleri hesaplayın ve bunu boş zamanından düşün.
- Yukarıdaki gibi eğitici faaliyet amacıyla kullandığı süreyi de düşün.
- Kalan zamanın yarısı kadar kullanım yapması yerinde olacaktır.
Ödül/ceza hissini vermeden, kitap okuduğu süre kadar, internette dolaşmasının uygun olacağını bir şekilde ona öğretin.
Bir sonraki yazımda, çocuklar için internet güvenliğini yazacağım.
Çocuk bilgisayar oyunu oynamalı mı?
Kesinlikle evet.
Bugün mobil marketlerde eğitici, öğretici tarzda matematik, fizik, kimya, tarih gibi temel bilimlerin tamamı oyunlar halinde çocuklar için sunulmuştur. Sırf eğlence ve komedi olsun diye yapılan oyunları da oynamalıdır. Eğlenmelidir, gülmelidir, mutlu olmalıdır. Zamana karşı yarışmamalıdır. Bu çok önemlidir. Süreli olmayan aksiyon ve bulmaca oyunlarında da çocuklar kendilerini mutlu hissediyorlar. Başarılı olmayı seviye atlamaya bağlayacak oyunlardan uzak durulmalıdır. Panik ve üzüntüye yol açan bu oyunların aksine bilindiği gibi, azmi ve inadı arttırmıyor; karamsarlık ve tutarsızlığı ön palan çıkarıyor.
Özellikle, çocuğunuzun “strateji oyunu” yalanı adı altında daha çok tüketici olması için subliminal mesajlarla dolu oyunlardan uzak durmanızı tavsiye ederim. Sürekli tüketen para harcatan, yan sanayi desteği ile masrafı arttıran özelliklere sahip bu oyunların bağımlılık derecesinde oynanmasını izliyorum. Kafasını tabletten kaldırmayan, etrafını dinlemeyen, araştırmayan, tek amacı iki tuğla daha kazanıp, arkadaşlarına üstünlük taslamaya çalışan çocukları her yerde görüyorum.
Bir diğer önemli konu ise, vücudu değişik objelerle deforme edilmiş, yarı insan yarı bir şey(!) olan karakterli oyunlardır. Buradaki tehlikenin ve alt mesajların ne kadar kuvvetli olduğunu anlatmaya gerek yok. Çok ama çok uzak tutun. Hayal gücü 5 gözlü, 8 kollu, poposunda çatallı kuyruğu olan karakterleri izlemek/yaratmak/oynamak değildir. En azından 12-14 yaşına kadar asla değildir.
Bu konu ile ilgili olarak, ona mobil marketten tanesi 9.90 TL’den 10 tane müzik aleti programı değil, 100 TL’ye gerçek bir müzik aleti alın. Dokunarak boyama programı değil, çeşitli renkte karton-kâğıt-boya kalemi alın. Bir şeyler ekip biçmesini sağlayan oyunu değil, 2 fide, 5 tohum 1 tas toprak koyun önüne. Yapabiliyorsanız her ikisini de yapın. Hem sanal hem gerçek. Daha da iyi sonuçlar alırsınız.
Çocuk günde kaç saat TV seyretmeli?
Bilgisayar-Tablet-Televizyonu aynı kefeye koymamaya özen gösterin. Buradaki en önemli ve yanlış bilinen şey tablet veya bilgisayar kullanırken bir şeyler izlemek ile televizyon seyretmek arasında hiçbir fark yoktur. Cihaz kullanım amacı bu ise tümünün toplamı aynı haneye yazılmalıdır. Televizyonu birlikte seyretmeye özen gösterin. Yorumları beraber yapın. Belgesel, film, eğlence dengesini eşit kurun. Bu hem zevkli hem öğretici olacaktır. En azından mutlu olacaktır. Boş zamanının %20’sini geçmemelidir.
Sonuç olarak, çocuklarınıza teknolojinin insan hayatının kalitesini arttırmaya yönelik taraflarını anlatabildiğiniz sürece sorun yaşamayacaksınız.